6 Mart 2012 Salı

Hep-Hiç

***

Hep-Hiç



Olmuyor işte be, olmuyor! Bu kaçıncı kaçışım kendimden ve kaçıncı kez buluşum beni? Hani o ürkek kız çocuğu, o yüreğinde dünleri büyütüp geleceğe ninnileyen yürek, nerede şimdi? Olduğum yerde, kaldığım yerde, yerimde saydığım noktadayım. Kendi cümlelerimin öznesi olacak kadar bile gücüm yoktu ki, o kadar bile cesur değildim. Her gelenin bir parça daha götürdüğünü şair öğretmişti, her gittiğinde bir parçanı hibe etmeyi aşk. Ki ikisi de aynı ana babadan dünyaya gelmişti…

///

Şimdi burada kentin yarısı uykuda. Gece 12’yi çoktan geçti. Hava soğuk ama içim kadar değil. Belki sende uykudasın. Belki bu şehirde. Belki viran bir yerde. Belki ben yanındayım, öyle savunmasız öyle amansız… Bunu düşünmek güzel.

Yarın uzaklara güneş doğar ama içime değil. Masum bir öpücük uyandırır sevdiğini uykudan. Belki sen uyandırırsın eşini, sevgilini, ya da herhangi bir şeyini… Belki benden bin kilometre ötede. Belki yan apartmanımda. Aşk bu ya, hep imkansızları kovalamaz mı ki?

Belki sen uyandırırsın yarın beni, seçilmiş kelimeler arasından. Belki sen benim yanımdasın. Şimdi, şuan… Bunu düşünmek güzel. Bunu düşünmek kahır. Bunu düşünmemek senden gitmek. Buradan gidip seni düşünmemek.

Ve belki de yapmam gereken tek şey:

Hepsini
Unutup
Hiçbir
Şeyi
Düşünmeden
Sana
Gelmek…



Ƥҽℓᶖɳ õ.
On.3.2Bin11

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder