6 Mart 2012 Salı

Belki Geçmiş Hiç Geçmemiştir!

***

Belki Geçmiş Hiç Geçmemiştir!




Nicedir düşmeyen gözlerin düşüyor aklımın rahmine… Doğuyorsun, ben batarken… Yeniden doğuruyorum seni bitmişlikler ülkesinde. Çok geçti üzerinden. Geçti çok. Üstü çizildi geçmişin. Geçmişim. Geçmiş bitmişim. Bitmişsin. Kim bilir hala deniz kıyısında dolar belki gözlerin? Ya da bir unutulmuşluk alıp başını gitmiştir senden. Sen gitmişsindir yahut kendinden.
Sahi, terk edebilirdi insan kendini? Söylerdin ya hep, ‘ben benden gittim, sende kaldım’ diye. Ne kadar oldu, kaç ay, kaç yıl, kaç bin gece?
Saymadım.
Ay doğdu ben battım. Şiirden şiire aktım… Duymadın! Duy istemedim.
Evlendin mi? İsmimi koydun belki de kızına. Ve gözleri tomurcuk açan bir gülün kirpiği oldun, kim bilir?
Belki mutlusun belki öldün sen. Haber almadım.
Seni sende bitirip, bende kaldığın günden beri bende hiç ben bırakmamışsın sevgili. Sevgili ya! Sen hala benim sevgilimsin. Oysa çok geçti üzerinden…
Çok dua edildi ardından her gece yatmadan evvel 3 kere: ‘seni seviyorum’…
Duydun mu?
Hissettin mi?
Bilmem…
Mecburi istikametti ayrılık durağı… Bazen insan koşmalıymış imkansızlıkların peşinden.

Bilmiyorum ///

Evlendin mi?
Belki Adı ‘Deniz’ olan bir oğlun var şimdi? Gözleri boncuk tanesi…
Unuttun mu ya beni?

Belki de…

Geç oldu, çok geçti, geçmişti, benim için hiç geçmedi, benim içim içimi kemirdi…

Gel ve bana yaşadığını söyle sadece şimdi,
şimdi…


Ƥҽℓᶖɳ õ.
10Üç.2.2Bin11

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder