6 Mart 2012 Salı

Aşk'ın Önsöz'ü...





***


Aşk'ın Önsöz'ü...


Hiçbir şey göründüğü kadar basit değildir, Düz yolda araba kullanırsan, sıkılırsın! Tümseklerden geçmelisin ve daha önce hiç rast gelmediğin virajlara girmelisin. Sen bir yola baş koyarsan aklına gelebilecek her şeyi ama her şeyi göze almalısın. Heyecanı, kahkahayı, aşkı ve acıyı ve ölümü ve nefreti.


Bilirsin doğanın kanunları vardır. Affetmek büyüklüktür, affetmek birine verilen en büyük cezadır, iyi olan daima kaybeder. Sen birini affederek verdiğin cezanın kendi içindeki mahkumiyetinin sonuçlarını görebilir misin? Affedersen, sen büyürsün. Pardon ama, sen hiç içinden kurt çıkan elmayı tekrar yiyebilir misin? Kendini, kendi gözünde büyütürsün ancak affedersen… Ama doğru ya! İyi olan daima kaybeder. Ve aşkta hep biri kaybeder, iyi olan kaybeder ve ardından “ben onu değil, o beni kaybetti”ler sarf edilir…


Birini çok sevmiş ve onu kaybetmemek için elinden geleni yapmak istiyorsan… Ona tüm sevgini tüm saflığınla sunmalısın. Katıksız, farklı! Hatalar, günahlar, yeminler ve verilmiş onlarca söz’ler… Bunlar şüphesiz aşkın baharatları. Ağzının tadını biliyorsan hepsini yudum yudum tadacaksın!


Sen kendinden eminsen sevginin peşinden koş, ellerini hiç bırakmadan koş! Bazı şeyler çabuk yitirilir ama zor kazanılır. Aynı güven gibi… Ve o güven ruhunda kayıpsa, değmiyorsa… Hani demişler ya “sen kimse için mecburi istikamet değilsin…”
Değilsin işte!
Aç kollarını özgürlüğe, savur saçlarını. Bak aynaya göreceksin mutluluğu,
Çünkü hayat güzeldir…



Ƥҽℓᶖɳ õ.
4.11.11

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder