12 Haziran 2011 Pazar

Güz

***

Güz



Kelimelerinin dokunuşunda ruhuma
Yazdı…
Henüz tükenmemiş, bitmemiş denizin tuzlu suyu tenlerde,
Ve her şey için bir o kadar erken,
Kelimelerin ki kuma uzandığım her bir zerresini hissetmekti bedenimde,
Her bir tanesini kalbimde aramak,
Bulmak…
Endişeler geldi kıyılarıma;
Korkular,
Yorgunluklar,
Kırıklıklar…
Hepsi denizin yosunu, artığı…
Gömdüm birer birer zamanla



Havada kuruması için beklettiğim kavuşmalardı,
Sevda!
En derinlerimde, giz’imde olan.
Sen geldin tortusundan öptün onu
Ve hasretle kucakladın,
Kasımdı!
Heybemde sonbahar yüklü uçurumlar
Uçurumlarca yağmurlar,
Uçurumlarca yapraklar…
Ruhuma dokunan kelimelerin, ellerime yekpare düştü…
Ve düşmüşken bütün düş’ler bir el kaldırdı yerden,
Olduğu yerde kilitli bırakılmışken
Önce büyüttüğüm sonra uyuttuğum bütün hayaller tatlı uykusundan uyandı,
Belki bin yıllık…



Geldi,
Yaralarımın bandı…
Pek çok şey basitken şu hayatta
Bir adım atmaya daha gücüm yokken,
Bir el uzandı, yüreğime, elime, tenime…
Sabahtı, “Kasım” sabahı…
Ve öyle güzeldi ki,
Bir aşka tutulmak için;
Aralık” bırakmamak gerekti kapıları,
Yüzünü sevdiğim, kalbine vurulduğum
Bir adamdı,
Yüzü güze benzerdi
Yağmurlar geçmişti yanaklarından, bir miktar sarı yapraklar gizliydi kirpiklerinde
Hassastı,
Dokunsam ağlayacak, dokunmasam bir türlü
Yüreğine dokundum,
O kalp gök gürültüsü,
Yüreğimin eşi
Sabahtı, Kasım sabahı…
Gözleri yazıma değen bir çift güze
Vuruldum ben…

Ƥҽℓᶖɳ õ.
4.10iki.İkibin10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder