3 Mayıs 2011 Salı

Ve 6.


Ve biz şimdi ilerliyoruz sularca akan bir nehir gibi.
Akıp durmamacasına.
Zaman denen meret geçer, gider
Unutmak ne kadar kolay?
Ya da vazgeçebilmek büyük bir cesaret mi?
Toplamlarım, çarpılarım, eksilerim önümde.
Sen hayatımın en büyük eksisi,
Sen bu hayatın düşmanı ,
Sen kendine yabancı…
Sakla fesatlığı yüreğine.

Ve akla kendindeki yalanlığı.
Yalın kal zamanla.
Yalınlaş, yalnızlaş.
Günahkar ruhunla yüzleş zamanı gelince.

Kabul et… Sen,
Davetsiz bir misafirsin.
Bu yüzdendir ki hep yüzünden okunur o ifade.
Hep buruktur bir yanın ve hep nefretle bakarsın etrafa.
Ait olmadığın bir yerde ne denli gülücük atabilirsin ki zira.
Ve bu ne sahtedir ahh bilsen… 

Şimdi avuçlarımda biriktirdiğim bütün yalanların sinsice uzaklaşacak içimden.
Umduğum gibi...
Ağlamayı öğrendiğim ilk insan
Göbek adın “Mutsuzluk” senin!


7.o9.2000On
Ƥҽℓᶖɳ õ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder